Börü, düşman hatlarının derinliklerinde sıkışıp kalmışken, Selahaddin onu kurtarmak adına hiç düşünmeden savaş meydanına atılır. Bu kaotik anı kendi lehlerine çevirmek isteyen Guy ve Chatillon, Selahaddin’i ortadan kaldırmak için harekete geçer. Ancak beklenmedik bir gelişme olur: Sultan Nureddin, ordusuyla hızla yetişerek Selahaddin’e büyük bir destek sağlar ve savaşın dengesi anında değişir. Zafer bir kez daha inananların olur. Kahire, zaferin gururunu taşıyan büyük bir sultanı karşılamaya hazırlanırken, Sultan Nureddin cihadın şerefini son nefesine kadar savunma konusundaki kararlılığını bir kez daha ilan eder.
Kudüs’te ise hesap vakti gelmiştir. Asi ruhuyla tahtı sarsan Lord Guy, sonunda Kral Amalrik’in huzuruna çıkar. Kral, başarısızlıkla sonuçlanan ihanetin bedelini idamla ödemesini ister. Ancak gerçekten ölecek olan kişi Lord Guy mı olacaktır? Öte yandan, Chatillon’un komutanlıktan azledildiğini ona bildirmek için Balian görevlendirilir. Kudüs’te büyük bir güç değişimi kapıdayken, Chatillon bu kararı asla kabul etmez. Balian ile aralarındaki gerilim giderek tırmanırken, şehirde derin bir huzursuzluk baş gösterir. Latif’in güvenliği tehlikede midir? Kudüs, ona şifa sunan bir hekimin hayatını koruyabilecek midir?
Bu sırada, Mila hislerini daha fazla gizleyemez ve Selahaddin’e aşkını itiraf eder. Ancak bu beklenmedik duygu, Selahaddin’i zorlu bir sınavla karşı karşıya bırakır. Bir yanda cihadın kutsal sorumluluğu, diğer yanda kalbine düşen aşk…
Kudüs’teki iktidar değişimi, yaklaşan büyük bir savaşın habercisi mi? Haçlılar kaybettikleri gücü geri almak için hangi hamleleri yapacak? Fırtına öncesi sessizlik, derin bir karanlığa mı işaret ediyor?
