Selahaddin'in Zorlu Görevleri
Amcası Emir Şirkuh el-Mansur’un vefatıyla birlikte Mısır’da vezirlik makamına getirilen Selahaddin, Sultan Nureddin’den aldığı beratla görevi devralır almaz, ülkede adaletin sağlanması için Mezalim Divanı’nı kurdurmuştur. Bu divan, Mısır’ın sosyal ve ekonomik durumunu gözler önüne sererek, halkın yaşadığı sıkıntıları tespit etme imkanı tanımıştır. Ancak bu dönüşüm sürecinin iç yüzü, Selahaddin’in karşılaştığı zorluklarla doludur.
Bu dönemde, Şemse, Gülçehre’nin ölümüyle ilgili olarak Mila’ya verilen hükmün hesabını sormak için harekete geçer. Sultan Nureddin, hac ve ticaret yollarının kontrolünü elinde bulunduran Kerek’e yönelmişken, Kontes Mila’nın acilen Şam’a getirilmesini emretmiştir. Ancak Mila, Kahire’den sürgün edilmeden önce yaşadığı teşhir cezası nedeniyle derin yaralar almıştır. Onu kalabalığın öfkesinden kurtaran Selahaddin’e karşı beslediği kin, zamanla karmaşık bir duygusal duruma dönüşür.
Diğer yandan, Kral Amalrik, odasında bulduğu buğdayların izini sürerek Sultan Nureddin’in Kudüs’e sızma planlarına karşı bir karşılık vermeye hazırlanır. İbelin üzerindeki hâkimiyet yarışı giderek sertleşmektedir; Kral Amalrik’in desteğini arkasına alan Chatillon mu, yoksa halkın güvenini kazanan Balian mı galip gelecektir?
Mısır’ın ileri gelenlerini karşısına alan Selahaddin, halkın refahı için Halife’nin şahsi servetinin vezir sarayına aktarılmasını talep eder ve Halife’ye sadece iki gün süre tanır. Ancak Selahaddin’in Kerek ve İbelin konusundaki sert tavrı, Sultan Nureddin’i öfkelendirmiştir. Bu gerilim, Selahaddin’i Sultan Nureddin’in huzuruna, Şam’a, Chatillon’un başıyla gitme hedefiyle karşı karşıya bırakır.
Peki, Selahaddin bu zorlu görevde başarılı olabilecek midir? Zaman, bu sorunun cevabını verecek ve tarihin akışını değiştirecek olaylara tanıklık edecektir.
